Photobucket


   
  AşKıMıZı-AyaKTa-TuTMaK-BeNİM*En-BüYüK-DuAm-SeNi-SeViYoRuM-NuRaY-CuNeYT-ÖzLeDiM***<
  AŞK MEKTUBU_2
 

alıntıdır sitelerden TŞKLER


AŞK MEKTUPLARI

Size özel Aşk Mektubu için tıklayın !!

19 Mayıs 1951

Benim canım sevgilim,
Beni saran kollarından koparken ne kadar isteksizdim, ahh.. Ve hücreme yaklaşırken adımlarım nasıl geri geri gidiyordu bilsen... Hücre- sessiz, acımasız ve umursamaz tavırlı, sahibinin gidişinin farkında değilmiş gibi görünen ama sonunda döneceğini bilerek böbürlenen hücre, orada beni bekliyordu. Dudaklarım, konulmaz bir açlık içinde seninkilerle kenetleneli yalnızca üç gün oluyor. Daha üç gün önce, yıllardır sevdiğim, garip bir aşinalık, garip bir yabancılık duyduğum, sayısız geceler boyu yanında yattığım ve tatlı uyuduğum o varlığa kondu gözlerim. Takvime göre yalnızca üç gün, bana sorarsan aradan birçok evren çağı geçti ve ben seninle sanki hiç konuşmadım da konuştuğumu düşte gördüm.

Sevgilim "kendimden geçtim " derken benim yerime de konuşmuş oluyorsun. Tırmandığın basamaklar, içeri girdiğimde beliren görüntün. Manny'nin kulağıma boğuk boğuk gelen sesi, içinde bulunduğumuz oda .. Hepsi ve herşey öyle çılgın bir gümbürtüyle bilincime aktı ki, ağzımı açamaz oldum . Sonra, fiziksel selamlaşmamızın acı veren eşsiz tadına daha tümüyle varmadan, bununla birlikte, içtikçe daha çok susadığımın bilincinde olarak ayrıldığımı ve kaldırılmaz bir masanın aramızda olduğunu gördum..!
Ahh, Monsieur, Je t'aime, Je t'adore. Büyük yalnızlık duyan karın Ethel

( Ethel ve Julius Rosenberg'lerin hapishanede birbirlerine yazdığı mektuplardan oluşan "Rosenbergler" kitabından.. )

GÖZLERİN NEHİR,KAŞLARIN KÖPRÜ OLSA, TAM ORTASINDAN GEÇERKEN İPLER KOPSA VE BEN YANAKLARINDAN SÜZÜLÜP DÜŞSEM DUDAKLARINA; BENİ ÖPERMİSİN?YOKSA GÖZYAŞI GİBİ SİLERMİSİN?...

Uzaksın Bana Sahipsiz gönlümü almak istemezmisin. Hissetmek istemez misin sevgimi Yazmışım seni her parçama Sigaramın her nefesinde Aldığım her nefeste Kokladığım her çiçekte

Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin. sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin.uçmayı seviyorsan,düşmeyi de bileceksin.korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin. Öyle bir hayat yaşadım ki, son yolculukları erken tanıdım. Öyle çok değerliymiş ki zaman.hep acele etmem bundan, anladım

SEN HİÇ DENİZİN DİBİNDEKİ ORMANIN YEŞİLLİĞİNİ GÖRDÜNMÜ SAKIN BANA İMKANSIZ DEME ÇÜNKİ BEN SENİN GÖZLERİNDE ÖLÜLERİN BİLE GÖREMEDİYİ CENNETİ GÖRDÜM. O CENNETTE BANADA KÜÇÜK BİR YER VARMI ACABA?

AŞK; Günah olmayacak kadar MASUM, Köle olmayacak kadar ÖZGÜR, Unutulmayacak kadar DERİN, Umulmuyacak kadar YAKIN, Tek başına yaşanamayacak kadar ÖZELDİR.. ÖZELİM OLMAK İSTER MİSİN...

YAĞMUR; denize düşdüğünde DENİZ Yeşile düştüğünde YEŞİL Toprağa düştüğünde TOPRAK kokar YAĞMUR Saçına düştüğünde SEVGİ Eline düştüğünde ÖZLEM Göğsüne düştüğünde AŞK kokar SEN HİÇ YAĞMURU GÖĞSÜNE DÜŞÜRDÜNMÜ?

Eylül 1976

FRAU VON STEIN'a

Neden sana acı çektiriyorum, sevgilim?
- Neden hep, ya sana acı çektirmek, yada kendi kendimi aldatmakla geçiyor günler. Biz birbirimizin hiçbirşeyi olmayacaktık; ama herşey olduk. Seninle böyle düpedüz konuşuyorum, çünkü sen her bakımdan anlarsın. Şu var ki ben, herşeyi olduğu gibi görüyor ve bunun için de çIğrımdan çıkıyorum. İyi uyu meleğim ve uyan! Seni artık görmeyeceğim yalnız biliyorsun ya ben kalbimi ah , hepsi saçma, ne soylesem hepsi boş. Yıldızları nasıl seyrediyorsam bundan böyle sana da öyle bakacağım demek! Hele, bir düşün bunu...

Wolfgang von Goethe(Goethe'nin Seçilmiş Mektupları kitabından)

Evet beni oraya götüren yıllardır aradığım,nasıl gireceğimi,o kapıyı açacak tılsımlı sözcükleri aradığım gerçek ülkeme taşıyacak şifreyi sen buldun ve yine biliyorum ki senle gidecek.
Senin söylediğin gibi herşey birarada olmuyor.Seni gördüğüm her gün,her gece,her sabah gözlerime yerleşen o pırıltıyı senin de taşımanı istiyordum.Ben varken çalan telefonları çalıp yanında olduğumu söylemeni...
Bütün o kadınları en çok da bir zamanlar şimdi bu duyduklarımı sana yaşatan o kadını unutmanı istiyordum.
Yaşamın bana nasıl bıkkınlık verdiğini bu insanlardan,yüreklerine kazınmış tüm bu kötülüklerden,televizyonda görünce ağladığım savaşlardan,yıkımlardan,bu yoksulluktan,bu ikiyüzlü insanlardan nasıl usandığımı bunları taşıyamayacak denli zayıf olduğumu anlamanı korkarak uyandığım gecelerde anlattıklarımı geçiştirip beni sakinleştireceğine hepsinin doğru olduğunu ama yanımda olduğunu söylemeni istiyordum.

Oysa sen haklıydın,bunların hepsini yaşamıştın.Böylesine acı duyarak,böyle herşeyimin sana çarpıp zedelenmesine izin vererek yaşayamayacağımı biliyordun.Evet öğrendim.Şimdi bunca zman sonra bana ne yapmak istediğini anlayabiliyorum.Söylediklerini yapıyorum bu dünyaya geri döndüm.Artık o hala hatırladıkça beni ürperten dalgalanmaları istemiyorum,dakikalarca çalıp açılmayan telefonun sesini ya da makinedeki boğuk cümleleri ne zamandır duymuyorum,bana her gün çiçekler gönderen biri var,her gün gelen çiçekleri seviyorum dünyanın en güzel kadını olduğumu duymak hoşuma gidiyor.Evet haklıymışsın öğrenmem gereken tek şey buymuş suyun üstündeki taşlara basarak yürüyüp gitmek,içine girmemek yansıyan görüntülere bakmamak.
Öyle yapıyorum işte her şey düz bir çizgide gidiyor beklenmedik bir şey yok,şaşırtacak bir şey yok.O her gün aynı saatte arıyor.Aynı saate çiçekler geliyor armağanlar...Onun tam yanında duruyorum bu ne demek biliyormusun tam yanında durmak?
Bir kadın senin ancak arkanda durabiliyor sevgili.Kocaman görüntünün ardında bir yerde gölgenden seçilemiyor.Başkaları da var mı bunu asla bilemiyorsun,bilemedim bence vardı hep vardı ama her keresinde ince söz oyunlarıyla, yüzündeki gergin ifadeyle,gözlerinde yerleşen bıkkınlıklarla beni hep yalanladın.
Şimdi biliyorum;senin tek bir kadınla,tek bir müzik parçasıyla mutlu olamayacağını her sabah kalktığında yeni bir heyecan duymazsan mutsuzluktan öleceğini biliyorum.

Bunu sana yaşatmak istedim.Gerçekten istediğim tek şey buydu seni her sabah uyandığında yeniden mutlu etmek.Böylece çılgınca görüntüler eşliğinde ama benle yaşamanı sağlamak.Oysa senin değişimlerine kapılmaktan,onları izlemekten,onları yorumlamaya çalışmaktan başka bir şey yapamadımki...
Belki doğru yalan söyledim istediğim tek şeyin senle bu sonsuz maceraya girmek olduğunu,her gün yeniden tek bir bakışla,telefonun çalmasıyla,küçük bir kağıda yazılmış sözcüklerle kalp atışlarının hızlanmasını,beklenmedik bir anda tam her şey yoluna girdi derken yerin ayaklarımın altından kayıvermesini bu sonsuz sarsıntıyı istediğimi söylerken yalan söyledim.
Ama beni senden iyi kim anlayabilir?
Belki de aslında hiçbir şey istemiyordum ne istediğimi ne düşündüğümü sözcükler halinde belirginleştiremiyordum bile...Birlikte saatlerce oturduğumuz o ilk gün seni seviyordum ve bunca zaman hep aynı hala aynı seni seviyorum doğrusu bu...
Sürekli bir duvara çarptım,sürekli sanki görünmez bir el beni uzakta tutuyordu.Yapmak istediğim hiç bir şeyi yapamadım.Senin istediğin kadın bu nasıl bir şeydi bilmiyordum,onu olmaya çalıştım,yeter ki o duvar belirmesin,o görünmez el beni yine itmesin diye senin sevimli küçük kızın,senin küçük fahişen,senin dostun evet bunları sende öğrendim.
Birinden delice sevdiğin birinden ayrılmak zorunda olmak ama ayrılırken onu da içinde götürmek,içinde ondan uzaklaştığın her adımda onun içinde büyüdüğünü,içine sığmadığını duymak,kurtulmaya çalışmak,içinde tutmaya çalışmak,boğulmak bütün bir dünyanın,bütün görüntülerin,anıların,çocukluk günlerinin,gelecek düşlerinin,bugünün renklerinin siliniverdiği bir anda yine de ayrılmak zorunda olmak...Bunun ne demek olduğunu biliyormusun?Eminim biliyorsundur.
İşte şimdi senden ayrıldım.Sanki o ilk ayrılık anında içime sığdırmaya çalışıp başaramadığım şey şimdi sakince duruyor.Zaman zaman kalbimi sıkıştıran,karın boşluğundaki o bildik burkulmaya yol açan,ellerim titreten, gözlerimin dolmasını sağlayan o olsa da eskisi gibi değil,duruyor.Sanki içimde katılaşan bir ruh...


Bak artık ağlamıyorum.Kendimi öldüreceğimden korkuyorlardı,kendini öldürmek başka nasıl olabilir ki içindeki coşkuyu,içindeki çocukluğu, içindeki mutluluğu,içindeki her şeye rağmen kendini verişi öldürmekten başka nasıl olabilir?
Bütün bunların olmadığı bir dünyaya geri döndüm.Hepimizin söylediği gibi, hepimizin yaşadığı sürece söylenip durduğu başka şeyler söyleyip yine de onları değil bu katılaşan yüreğinizi bulduğumuz dünyaya geri döndüm.
Belki de tek isteğim birlikte bir şarkı söylemekti... Benim şarkımı basit, sıradan, sevimli bir şarkı ama söylemedin...

Güle Güle

Nedenini bilmediğim bir arzuyla bugün hergünkünden daha çok istedim yanımda olmanı.
Kolay değil,sensiz olmak,içinin yarısını boş tutmak, kolay değil her sabah bir martı sesiyle irkilmesi bu yoksul bedenimin.Ancak bu ayrılığın bir süreliğine oluşu,teselli dolduruyor yüreğime.
Her ne kadar bu sürenin uzunluğunu bilmesek de sonunun olduğunu bilmek umutlandırıcı.
Zaten her şey umut edebilmekle başlamadı mı ?
Seni düşünüp de kendimi kaybettiğim vakitlerin anısına yazdım bu mektubu sana.
Bazen otobüste iki sevgilinin başlarını yaslayıp uyurken ki rahatlığında,bazen sokakta babasının elinden tutan bir çocuğun gözlerindeki güvende bulurum seni.
Düşündükçe nazım olasım gelir ve hep hasretini bir uçtan bir uca yakasım gelir...
Bir kuş hafifliğinde sana akar yüreğim,yokluğunda yok olmaktan korkarak.
Yaşadığı acıları anlatırsa sana gözyaşlarınla yıka yaralarımı yada hiç bekletmeden uçurduğumuz çocuksu uçurtma.
Bizi bekliyor Hacıkumru,saatçi yokuşu ve seni bekliyor gölet olmuş bir nisan yağmurunun çocuğu.
Hadi gel artık.Dayanamıyorum hasretine...

Kaynak:Güle Güle Filmi...

Benim Şarkım

Evet beni oraya götüren yıllardır aradığım,nasıl gireceğimi,o kapıyı açacak tılsımlı sözcükleri aradığım gerçek ülkeme taşıyacak şifreyi sen buldun ve yine biliyorum ki senle gidecek.
    Senin söylediğin gibi herşey birarada olmuyor.Seni gördüğüm her gün,her gece,her sabah gözlerime yerleşen o pırıltıyı senin de taşımanı istiyordum.Ben varken çalan telefonları çalıp yanında olduğumu söylemeni...
    Bütün o kadınları en çok da bir zamanlar şimdi bu duyduklarımı sana yaşatan o kadını unutmanı istiyordum.
    Yaşamın bana nasıl bıkkınlık verdiğini bu insanlardan,yüreklerine kazınmış tüm bu kötülüklerden,televizyonda görünce ağladığım savaşlardan,yıkımlardan,bu yoksulluktan,bu ikiyüzlü insanlardan nasıl usandığımı bunları taşıyamayacak denli zayıf olduğumu anlamanı korkarak uyandığım gecelerde anlattıklarımı geçiştirip beni sakinleştireceğine hepsinin doğru olduğunu ama yanımda olduğunu söylemeni istiyordum.
    Oysa sen haklıydın,bunların hepsini yaşamıştın.Böylesine acı duyarak,böyle herşeyimin sana çarpıp zedelenmesine izin vererek yaşayamayacağımı biliyordun.Evet öğrendim.Şimdi bunca zman sonra bana ne yapmak istediğini anlayabiliyorum.Söylediklerini yapıyorum bu dünyaya geri döndüm.Artık o hala hatırladıkça beni ürperten dalgalanmaları istemiyorum,dakikalarca çalıp açılmayan telefonun sesini ya da makinedeki boğuk cümleleri ne zamandır duymuyorum,bana her gün çiçekler gönderen biri var,her gün gelen çiçekleri seviyorum dünyanın en güzel kadını olduğumu duymak hoşuma gidiyor.Evet haklıymışsın öğrenmem gereken tek şey buymuş suyun üstündeki taşlara basarak yürüyüp gitmek,içine girmemek yansıyan görüntülere bakmamak.
    Öyle yapıyorum işte her şey düz bir çizgide gidiyor beklenmedik bir şey yok,şaşırtacak bir şey yok.O her gün aynı saatte arıyor.Aynı saate çiçekler geliyor armağanlar...Onun tam yanında duruyorum bu ne demek biliyormusun tam yanında durmak?
    Bir kadın senin ancak arkanda durabiliyor sevgili.Kocaman görüntünün ardında bir yerde gölgenden seçilemiyor.Başkaları da var mı bunu asla bilemiyorsun,bilemedim bence vardı hep vardı ama her keresinde ince söz oyunlarıyla, yüzündeki gergin ifadeyle,gözlerinde yerleşen bıkkınlıklarla beni hep yalanladın.
    Şimdi biliyorum;senin tek bir kadınla,tek bir müzik parçasıyla mutlu olamayacağını her sabah kalktığında yeni bir heyecan duymazsan mutsuzluktan öleceğini biliyorum.
    Bunu sana yaşatmak istedim.Gerçekten istediğim tek şey buydu seni her sabah uyandığında yeniden mutlu etmek.Böylece çılgınca görüntüler eşliğinde ama benle yaşamanı sağlamak.Oysa senin değişimlerine kapılmaktan,onları izlemekten,onları yorumlamaya çalışmaktan başka bir şey yapamadımki...
    Belki doğru yalan söyledim istediğim tek şeyin senle bu sonsuz maceraya girmek olduğunu,her gün yeniden tek bir bakışla,telefonun çalmasıyla,küçük bir kağıda yazılmış sözcüklerle kalp atışlarının hızlanmasını,beklenmedik bir anda tam her şey yoluna girdi derken yerin ayaklarımın altından kayıvermesini bu sonsuz sarsıntıyı istediğimi söylerken yalan söyledim.
    Ama beni senden iyi kim anlayabilir?
Belki de aslında hiçbir şey istemiyordum ne istediğimi ne düşündüğümü sözcükler halinde belirginleştiremiyordum bile...Birlikte saatlerce oturduğumuz o ilk gün seni seviyordum ve bunca zaman hep aynı hala aynı seni seviyorum doğrusu bu...
    Sürekli bir duvara çarptım,sürekli sanki görünmez bir el beni uzakta tutuyordu.Yapmak istediğim hiç bir şeyi yapamadım.Senin istediğin kadın bu nasıl bir şeydi bilmiyordum,onu olmaya çalıştım,yeter ki o duvar belirmesin,o görünmez el beni yine itmesin diye senin sevimli küçük kızın,senin küçük fahişen,senin dostun evet bunları sende öğrendim.
    Birinden delice sevdiğin birinden ayrılmak zorunda olmak ama ayrılırken onu da içinde götürmek,içinde ondan uzaklaştığın her adımda onun içinde büyüdüğünü,içine sığmadığını duymak,kurtulmaya çalışmak,içinde tutmaya çalışmak,boğulmak bütün bir dünyanın,bütün görüntülerin,anıların,çocukluk günlerinin,gelecek düşlerinin,bugünün renklerinin siliniverdiği bir anda yine de ayrılmak zorunda olmak...Bunun ne demek olduğunu biliyormusun?Eminim biliyorsundur.
    İşte şimdi senden ayrıldım.Sanki o ilk ayrılık anında içime sığdırmaya çalışıp başaramadığım şey şimdi sakince duruyor.Zaman zaman kalbimi sıkıştıran,karın boşluğundaki o bildik burkulmaya yol açan,ellerim titreten, gözlerimin dolmasını sağlayan o olsa da eskisi gibi değil,duruyor.Sanki içimde katılaşan bir ruh...
    Bak artık ağlamıyorum.Kendimi öldüreceğimden korkuyorlardı,kendini öldürmek başka nasıl olabilir ki içindeki coşkuyu,içindeki çocukluğu, içindeki mutluluğu,içindeki her şeye rağmen kendini verişi öldürmekten başka nasıl olabilir?
    Bütün bunların olmadığı bir dünyaya geri döndüm.Hepimizin söylediği gibi, hepimizin yaşadığı sürece söylenip durduğu başka şeyler söyleyip yine de onları değil bu katılaşan yüreğinizi bulduğumuz dünyaya geri döndüm.
    Belki de tek isteğim birlikte bir şarkı söylemekti... Benim şarkımı basit,  sıradan, sevimli bir şarkı ama söylemedin...

Kaynak:Bilinmiyor...

Yetiş Artık

Bazen bütün Geceyi atasın gelir ya sevgilim..İşte bende şu anda o anlardan birini yaşıyorum.Koskoca karanlık gece tüm bedenimi sarmış,seni düşünüyorum..Bilmiyorum sevgilim sensiz nasıl nefes aldığım,ellerin olmadan nasıl sıcaklık hissettiğimi,dudakların olmadan nasıl serinlediğimi hala anlamış değilim...Çünkü sensiz olmuyor.... Gitmeseydin olmaz mıydı sanki? Sanki seni hep sevseydim,geceler boyu sana sarılsaydım.... Fazlası fazla olurdu zaten ellerini tutsaydım,sevseydim seni...
Hoş şimdi ellerin ellerime değmiyor,genede seviyorum seni.. Sevgimle yüreğini okşadığıma eminim....

Yetiş sevgilim sensizlikten ölmek üzereyim..

Yazan: A.Çağrı Özsema

Son Mektup

Belkide bu sana son mektubum sevgilim... Gitme dedim sana,beni bana bırakma ben benim olamam dedim sana oysa sen hiçe sayıp duygularımı,toprağa atıp kollarımı gittin,neye uğradığımı anlayamadım... Benden ayrı şimdi ne rüyalar görüyorsundur Tanrı bilir... Tanrı bilir.. Belki rüyanda bile beni görmüyorsundur.. Oysa benim seni görmem için uyumama bile gerek yok.. Zorlama anlayamazsın... Çünkü sen aşkı ölümsüz bilemezsin.... Sen hep yarını yaşarsın,bense bugünü şimdi ben bugün tekim,oysa sen yarın bana kavuşuyorsun.....
Sen öyle san bu sana son mektubum yada ben böyle sanayım....

Doğru olan tek şey bu sana son mektubum...

Yazan:A.Çağrı Özsema

Sevgiliye
Yeşili severim ama gözlerinin rengini sevdiğim kadar değil, güneşi severim ama gülüşünü sevdiğim kadar değil, ağlamayı severim ama gülmeyi sevdiğim kadar değil, insanları severim ama seni sevdiğim kadar değil.
Güneş mi doğdu yoksa sen mi gülümsedin?
Seni tanıdım ve tüm dualarım kabul oldu.
Yüzüne bakınca geleceği görüyorum.
Gözlerinin içine bakmak sevgi dolu bir aşk filmini seyretmek gibi.
Yaşamaksa seni sevmek ben hiç ölmeyeceğim.
Gözlerim seni göstermiyor diye gözlerime bakamıyorum.
Gözlerim güneşi görmedi senden sonra hasretin ateşi sönmedi senden sonra
Baksaydın görebilirdin, her şey gözlerimdeydi gözlerimde bir damla yaş vardı ağlayamadım; o bir damlada sen vardın anlayamadın…
Okyanuslarda büyüttüm sevgimi rüyalarımda hep sen vardın...
Yüreğin sıkışır, nefesin daralır, gözünden yağmur yaşlar boşalır; yanarsın sönmek bilmez, kovalarsın gitmek bilmez, bu aşka gücün yetmez sende ağlarsın…
İsyan eden kalbimi biraz olsun duy yeter; aşka susayan gönlümü seveceksen sev yeter...
Korkma sakın gecelerden yıldız gibi parlayacağım; uzaklarda yalnızım sanma nefes gibi içinde, gölgen gibi peşinde, kan gibi canındayım…
Bir çiçek olmak isterdim; dağlarda gezmek için, bir rüzgar olmak isterdim; mutluluklara esmek için, bir aşk olmak isterdim sadece senin olmak için…
Sen bazen dudağımdaki gülücük, bazen yüreğimdeki ateş bazen gözümden akan yaşsın ama her zaman küçük kalbimde en büyük parçamsın
Boşuna arama kendini gözlerimde… Çok uzun zamandır gözlerimde değil kalbimdesin.

Seni gittiğim her yere taşıyorum, sevgili! O yüzden yabancı gözlerde aramıyorum gözlerini.

İçim o kadar senle doldu ki… İnsanlar seni göz bebeklerimde görürler diye bakmaya korkar oldum.
Aynaya bakınca seni değil kocaman bir yürek ve o yürekte ondan da büyük bir sen gördüm.
Karşımda dur gözlerimi kapatıp seni seyretmek istiyorum.
Gözlerim seni göstermiyor diye gözlerime bakmıyorum.
Gözlerim sende kaldı bir daha istemeye utandım.
Görmedin mi? Karanlıkta sana göz kırptım.
Gözlerimle sana esir olacağıma ya seni gözlerimden silerim ya da seni kalbime nakşederim.
Öyle sarılmıştım ki sana aramızdan rüzgar geçmezdi.
Ruhun dudaklarını kullanıyorsa öpebilirsin. Yok eğer ruhun dudaklarından kopmuşsa yok hayır dur öpme.
Seni yeterince anlatmadılar diye gözlerime hesap sordum.
Gözlerim gözlerine vurgun olduğundan beri artık her şey anlamını yitirdi. Artık her şeye senin gözlerinden bakıyorum.
Sana öyle bir sevgim var ki, sana bu sevgiden zarar gelmesin diye bakmaktan korkuyorum.
Bakışlarımın ölülüğünden sevgimin diriliği okunur.
Titrer durur ellerim yanında. Vücudum ürpermeye dolar. Üşürüm ben senin yanında. Çünkü varlığın içime serinlik verir.
Seni gözlerinden seyredemiyorum. Bana kalbinin gözlerini aç.
Seni acılarımın içinde canım gibi saklıyorum.
Ben senin yüzünden çektiğim her şeye razıyım. Ama senin benim yüzümden azap çekmeni istemem.
Acını acım bilerek acını yüklenmek istiyorum.
Açılırken avuçlarım sessizliğe ellerinin içindeyim. Ağlamak geliyorsa içinde, ağla; gözyaşının içindeyim.
Dokunsan haykıracak bıraksan ağlayacağım.

Kim ağlasın gülüşlerine. Kim gülüp geçsin insanların çekilmez dert dediklerine
Göz yaşların neden düşer o gözlerinden bilmem ki? Yıldızlar yere düşmezdi benim bildiğim…
Dağ düştü üstümüze yıkılmadık ama; insan değdi tenimize acısı yıktı bizi.
Sensiz geçirdim tek bir an yokluğunda ki sevgine vurulan bir düğümdür.
Gözlerimde bir damla yaş olduğun gün, korkarım ki seni hiç bırakamayacağım.
Birlikteliğimiz ayrılığın zirvesinde devam etmeli.
İnsanlar seni tanımak istiyor, sen ise bana kendini tanıtıyorsun.
Ben bir insanı sevme cesaretini gösterdim. Sen ise bir insan olma cesaretini gösteremiyorsun.
Sen sende olmak istersin ama sende olan nerde olmak ister bilir misin? Sen seni bil. Sende olan varacağı yeri bilir.
Sen insanlar için var olmalısın. İnsanların senin için var olmasını istememelisin.
Dünyayı değiştirmeden evvel, dünyanın seni değiştiremeyeceği bir sağlamlığı elde etmeye çalış.
Gökler temizdir yerlerse çamur. Gökleri isteyen ışığı bulur. Yerde kalansa çamurda yürür.
Artık kimseler senin dünyana giremiyorsa sen herkesin dünyasına girmişsin demektir.
Böldün aydınlığımı, karanlığım sende kaldı.
Beni insanlarda arama, kendinde ara beni.
Sen hangi dünyanın insanısın. Gerçeklerin mi doğruların mı?
Yıllara bölüyorum geceleri bitmiyorlar. Ne diye sensiz böyle zor geçiyor zamanlar.
Geceleri min essiz guzel yildizi na -----------------------------------

mektubuma baslamadan once seni ne kadar cok sevdigimi bilmeni isterim belki sana tuhaf gele bilir ama geceleri benim uykum bolunmeye basladi her yerde seni gorur oldum duslerimde ruyamda ve tenimde hep sen varsin bi tanem bilmiyorum nedir bu belki sevgi belki de ask mi seni gordugum zaman icim sicacik oluyor hayatta oldugumu hissediyorum.

Seninle beraber bir omur yasamak ne guzel olmali senin o cakmak gozlerin icimi isitinca seni yanimda bulunca kendimi guvende hissedir gibiyim bilmiyorum senin hisslerin ne bana karsi ama sunu soylemek isterim senin o guzel sevgini allah kalbime yazmis sen geldigin zaman dunya yeniden acar sen geldigin zaman kuslar sevdiklerine selam gonderir sen yurudugun zaman toprak mest olur sen baktigin zaman gozler tukenir ve senin guzelligin karsinda benim icin hic bir cicek canli degildir sevgilim ve mektubuma son vermeden once sunu bilmeni isterim bu sozleri icimden geldigi gibi yazdim sana bebegim demekki insan sevince yaziyormus ..

 

Y
 
Y
 
Y
 
Y
 
Y
 
Y
 
Y
 
Y
 
Y
 
Y
 
Y
 
Y
 
  BuGüN GeLeN-ZiYaReTCiLeR 20 ziyaretçi TüM-ZiYaReTCiLeRiMiZe-TşK-EdeRiZ  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol